"Hafta sonu İstanbul'dan biraz uzaklaşsak, havalar güzelken denize girebilsek hatta bir de dalış yapabilsek ne süper olur!" derken birkaç arkadaşımızın tavsiyesi üzerine planlarımıza dahil oldu Kömür Limanı. Aslında Emrah seneler önce, eğitim dalışlarından sonraki ilk dalışını yapmak için gelmiş buraya. Ama bu kez bizi güzel karşılamadı bu ufak koy.
Öncelikle Kömür Limanı İstanbul'a yaklaşık 330 kilometre. Biz sabah 05:00 da yola çıktık. Yolumuz yaklaşık 4 saat sürdü. Yollar Kömür Limanı'nın son sapağına kadar gayet güzel, bir kaç yerde çalışma vardı ama gidişte veya dönüşte bir sorun yaratmadı bu çalışmalar. Fakat son 7 km gerçekten kötü, şöyle söyleyeyim 30 km hıza ancak ulaşabiliyorsunuz :( Bir tarafı uçurum, daracık toprak yol, üzerine milyonlarca irili ufaklı taş parçası yığılmış (yağmurlarla dağdan inmiştir diye düşündük) birazcık hız yaparsanız lastikten fırlayan taşlar arabanın altına çarpıp duruyorlar.
Yoldan manzaralar
Bizim sabah ışıklarını beklemeden yola çıkmamızın sebebi, erkenden koya gitmek, 2 dalış yapıp 3.yü zorlamaktı. Ama işte hiç planladığımız gibi olmadı. Koya geldiğimizde inanılmaz kuvvetli, çadır uçuran bir rüzgar vardı. Rehberlik hizmeti alacağımız, koyun tek yerleşik dalış merkezi olan Çınar Dalış Merkezi'ne gidip Uğur Hoca'yı bulduk. "Öğleden sonra hava açılacak, 2 gibi dalabilirsiniz" deyince mecburen arabaya dönüp uyuduk.. Öğleden sonra gerçekten de rüzgar sakinlediği için ilk dalışımızı yapabildik. Hatta ikinci dalışımızı zodyaktan yapabileceğimiz için içimiz sevinçle doldu filan.. Fakat biz dalış beklerken fırtına tekrar başladı :( Biz de dönüşe geçmeye karar verdik.
Dalışla ilgili bilgilere gelince;
*Su gerçekten soğuk. 5mm elbisemin üzerine dalış merkezinden ikinci elbiseyi giyip daldım, son 20 dk yine de çok zor geçti.. Dondum.. (Yüzey 20, aşağısı 17 derece)
*Kıyı dalışı yapılıyor genelde, ilk daldığımız yerde görüş çok kötü ama 30 mt ilerleyince gerçekten güzel ve berraklaşıyor.
*Su altı çok zengin diye gitmiştik, ama biz pek birşey göremedik. Kocaman bir mığrı gördük, kafası benim kafamdan daha büyüktü.Biri kocaman diğeri bebek iskorpit gördük. Deniz yıldızları, kestaneler ve mercanlar her yerdeydi. Bir iki deniztavşanı da gördük. Kameramızı yanımıza almayı unuttuğumuz için çekemediğime üzüldüğüm mor yassı bir balık gördük tek başına. Küçük balıklardan oluşan sürüler de vardı.
*Tek bir dalış yapmamıza rağmen ekipmanlarımız kum içinde kaldı. Kıyı dalışının kötü yanlarından biri. Bir daha Kömür Limanı'na gidersem ekipman götürmem, direk oradan kiralarım. Kötü değil ekipmanları ve gerçekten kendinizinkileri heba ettiğinize değmez. En son elektrikli süpürgeyle temizledim BCmi :(
*Rehber ile dalış kişibaşı 60 tl, ekipman da kiralarsanız 70 tl oluyor. Bireysel gelip sadece kompresor hizmeti de alabilirsiniz.
Gelelim Kömür Limanı'na;
*Çadırla kamp, bir kaç da karavandan başka konaklama seçeneği yok.
*Duş yok, tulumbadan su çekip ortalık yerde duş alıyorsunuz. Su elbette soğuk :)
*İki tuvalet varmış, ben yakın olanını görebildim. Onun da kapısı menteşelerinden çıkmıştı, dolayısıyla kapatmaya çalıştığınızda en iyi ihtimalle 4 parmak kadar boşluk kalıyordu kenarlarda :/
*İlginç ama sahilde çöp kovası göremedik biz, yanınızda poşet bulundurmanızda fayda var çıkacak çöpleriniz için.
*Gözleme, köfte filan yapan bir iki yer var. Fiyatları uygun geldi bana.
*Dondurmacı amca da var :)
*Elektrik yok :)
*Kompresör gürültüsü müthiş. Rahat rahat konuşamıyorsunuz bile. Dalış için gelmeyenlerin bu gürültüyü çekmesi yazık bence.
Yazım için benden bilgilerini esirgemeyen, sıkı bir Kömür Limanı fanatiği olan http://aurorastil.blogspot.com.tr/ arkadaşıma çok ederim :)
Kömür Limanı'ndan görüntüler;
Kömür Limanı'ndan görüntüler;
Kömür'deki dalış maceranızın bu şekilde bitmesine üzüldüm, belki çok daha güzel bir zamanda tekrar beraber gideriz, çadırımızı atarız, akşam sahilde ateşimizi yakar, yanımızda getirdiğimiz patateslerimizi közler ve marshmellowlarımızı ısıtır yer, bir yandan da deniz suyunda soğuttuğumuz şarabımızı yudumlarız :) dalışlar bitince kompresörün gürültüsü de bitiyor, o zaman manzaranın, gece de yıldızların berraklığı, gece dalışı yapanların fener ışıklarının suyun yüzeyine vurması güzel görüntüler oluşturuyor. suyun soğukluğu konusunda hem fikirim, biraz alışmak gerekiyor sanırım, ılık zamanına da denk gelmişliğim var, buz kesen zamanına da. biraz şans meselesi sanırım, fırtına da aynı şekilde. üşüyenlere başlığınızı mutlaka yanınızda getirin derim. canlılık konusunda benim şimdiye kadar deneyimlediğim kadarıyla en fazla canlılığı olan yerlerden birisi burası (Türkiye dahilinde). İnşallah sonraki dalışımızda hepsini telafi ederiz :)))
YanıtlaSil