2 Kasım 2016 Çarşamba

Budva

Kediler şehri..
Kotor kalesinin dar sokakları..
Stevi Stefan'a bir bakış..

Oyuncu kedi :) Parmağımı tırmalayana kadar biraz oynadık kendisiyle.


Kotordan çıktıktan sonra 30 dk'da Budva'dayız. Şirin küçücük bir sahil şehri. Yine içinde bir kalesi var, gezilecek tarihi doku da bu kale içinden ibaret. Fakat çok güzel plajları var. Ülkenin turizm merkezi olmasının sebebi de bu. Sahip olduğu bu birbirinden güzel plajlar Avrupa jet sosyetesinin de dikkatini çekmeyi başarmış. Yazın geliyorsanız mutlaka mayonuzu yanınıza alın :)







Bir de denizkızı heykeli var, dokunmak uğurlu sayılıyormuş. Ama etrafındaki tehlikeli kayalıklardan olsa gerek artık çok yaklaşamıyoruz. Bir fotoğraf çektirip uzaklaşıyoruz yanından.




Otopark yeri bulmak çok sorun değil Budva'da gördüğümüz kadarıyla. Fiyatlar da Kotor kadar pahalı değil. Hatta hediyelik eşyalar birazcık daha ucuz Kotor'a göre.




Yukarıdaki fotonun instagram hali :)

Stevi Stefan 

Stevi Stefan Budva ve Bar arasında kalıyor. Bu nefis yarımadayı izlemek için yol üzerinde birkaç arabalık bir seyir terası var. Eskiden balıkçı köyüymüş, şimdilerde jet sosyetenin uğrak yeri olan aşırı pahalı bir otel olmuş. 3 günden az rezervasyon kabul edilmediğini duyduk.. Adaya giden yolun 2 tarafı da oldukça kalabalık plajlar aslında, bu fotoğrafta belli olmuyor sadece :) Bir de biz Eylül ortasında gitmiştik.


Bu adanın bizim için çok farklı bir anlamı oldu bu tatilde. Burada fotoğraf çekmek için durduğumuzda oradan ayrılmak üzere olan kalabalık bir Türk aileyle bayramlaştık. Laf arasında Makedonya'ya gideceğimizi ama Sırp plakalı aracımızla Arnavutluk'a girişimiz yasak olduğu için yolu aşırı uzattığımızdan bahsettik. 10 yıldır o coğrafyada yaşayan arkadaş bize Arnavutluk'a giriş konusunda sorun yaşamayacağımıza dair güvence verdi. Yalnız hiçbir yerde durmadan sınırı çıkın hemen diye de tembihledi :) Bizi yaklaşık 15 saatlik fazla yol gitmekten kurtardı kendisi..
Sınırı geçmekte sorun yaşamadık gerçekten, hatta sınırı geçtiğimizi bile anlamadık. Karadağ'dan çıkarken pasaportlarımıza damga basıldı. Ama biz Arnavutluk sınır kapısını ve pasaport memurlarını hiç görmedik bile. Pasaportlarımızda da haliyle Arnavutluk kaşesi yok.. Bu arada trafikte takıldık Tiran'da bir ara, gerçekten etraftan gelen düşmanca bakışlar bizi çok rahatsız etti. Hatta arabanın önüne Türk pasaportlarımızı koymayı bile düşündük. Sırpları Arnavutluk'ta hala pek sevmedikleri kesin.. Bir de hayatımda gördüğüm en tehlikeli araba kullanan insanlar Arnavutluk'ta yaşıyor, kesin! Sağ salim Makedonya'ya giriş yaptığımızda arabadaki herkes derin bir oh çekti..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder