Tanzanya'ya bağlı ama özerk olarak yönetilen 2 adadan biri Zanzibar. Bembeyaz kumsalları, turkuaz renkli suları, farklı kültürü ve ulaşımın nispeten kolay olması, hem "görülecek yerler" hem de "dalınacak yerler" listelerime girmesini sağlamıştı. Deepist Zanzibar turunu yayınlayınca çok da düşünmeden katılmaya karar vermem bundandır :) Deepist benim yakın bir arkadaşım sayesinde tanıştığım harika insanlardan oluşan bir dalış merkezi. Yaklaşık 5 senedir onlarla dalıyorum, nereye gitseler gözüm kapalı peşlerine takılıyorum.
Zanzibar'a direkt uçuş yok. Tanzanya'ya uçup, 4 saatlik aktarmadan sonra minik bir uçakla geçtik adamıza. Thynin Dar Es Salaam'a direk uçuşu var. 7 saat sürüyor, gece yarısı orada olabiliyorsunuz. Haliyle Zanzibar'a ilk uçağı beklemeniz gerekiyor biraz.. Dönüşte de böyle ters bir zamandaydı İstanbul uçağı. Sabah 4:00 a uçuş koymuşlar :O
Levent Hoca ve Emrah :)
Emrah'la havaalanında karşılaştık. Birbirimizin geleceğinden haberimiz yoktu. Bir önceki görüşmemiz 1 yıl önce Sharm dalışındaydı. Tanışmamız da 2 yıl önce Kaş dalışındaydı. Senede 1 ortalamayla gördüğüm adamın, ilerideki eşim olmasının temelleri bu gezide atılmış oldu.Zanzibar havaalanından bizi yerel rehberimiz karşıladı. Adı Muu, oldukça güleryüzlü. Tatil boyunca yüzünden gülümseme, ağzından "hakuna matata" eksik olmadı. Bir minibüsle otelimize kadar geldik. Yolda bir kaç defa polis tarafından durdurulduk. Bize ilk başta garip gelen bu duruma sonradan alıştık. Sürekli polis kontrol noktası vardı yollarda. Sanırım Turistlerden rüşvet isteniyor, bizim yerel rehberimiz olduğu için şanslıydık. İstediklerini alamayan bir polisten ceza da yedi şoförümüz..
Otelimiz Nungwi bölgesindeydi, dalış merkezine de çok yakındı. Sabah bizi havaalanından alan minibüs gelip 5 dakikada merkezin olduğu sahile bırakıyordu. Oteli beğendik ama denize giremediğimizi üzülerek belirtmek durumundayım. Gel gitler çok kuvvetli oluyordu, bunun için oteller gelgit saatlerini gösteren tablolar hazırlıyorlar hatta. Biz de hep suyun çekilmiş haline rastladık malesef. İlk gün girmeyi denedik ve bunun için 200 mt yürümeyi de göze aldık. Ama deniz kestaneleri bizi buna pişman etti. Su çekilince ortaya yerel yöntemlerle avlanan insanlar çıkıyor. Birisi çıplak elle, aletsiz bir sürü ahtapot avladı. Şaşkınlıkla izledik..
İlk gün, yol yorgunluğunu atmaya çalışıyoruz :)
Otelimizden bir manzara
Henüz su çekilmeye yeni başlamış, gelgitin yoğun olduğu zamanlarda direklerin neredeyse tamamı sular altında kalıyormuş..
Ahtapot avlamış onları taşıyan bir adam..
Levent Hoca ve Muu bizim için planlar yapıyor..
Gruptan bir arkadaşımız bizimle geri dönmedi, onun yerine tatilini biraz daha uzatıp Serengeti'ye safariye gitti. İlk gün işte bu masada verildi bu karar :)
Dalış merkezimizin adı Spanish Dancer'dı. Tekneleri çok küçük ve konforsuzdu. Genel olarak teknelerin durumu böyle Zanzibarda. Dalgalardan çok etkileniyordu. Özellikle 2 gün çok sallandık :/ ama aralarda ikram ettikleri meyveler birbirinden lezzetliydi :)
Kalabalık Spanish Dancer Diving ekibi :)
Dalış teknesindeyiz. Bu ufak tekneler çok hız da yapamıyor, muhtemelen sıkılmışız uzun yol boyunca
Levent Hoca ve gruptakiler bu arkadaşlara "Ankara'nın Bağları" şarkısını öğretti 4 günde. Onlar da karşılığında bize "Hakuna Matata" şarkısını öğrettiler.
Teknede dalış arasındayız.
Dalışlara gelecek olursak, su üstündeki güzellikler beklentinizi arttırmasın. Müthiş akıntılar olabiliyor gelgit sebebiyle. Haliyle yorucu dalışlar yaptık.. Su genellikle bulanıktı ve Sharm gibi değil su altı zenginliği, ama tabi Türkiyede'ki birçok yerden de iyi..
Dalıştan başka neler mi yaptık?
- Jozani-Forest a gittik.. Soyları tükenmekte olan kırmızı Colobus Maymunlarını gördük.. Mangrove ağaçlarına tırmandık..
- Baharat turu yaptık.. Ananasların nasıl teker teker yetiştiğini gördük. Çok lezzetli meyveler tattık. Bizlere yapraklardan taçlar ve süsler yaptılar. Bir sürü baharat da aldık.. Tarçın kabuklarını hala kullanıyorum hatta :)
- The Rock Restaurant a gittik. Uzun ve kötü bir yolu vardı ama fotoğraflardan görüp hayran kaldığımız bu yere gitmesek olmazdı.. Michamwi beach'e ayak basar basmaz çocuklar etrafımızı sarıverdi. Güzel fotoğraflar çektik. Restauranta da kayıkla gittik, yürüyerek döndük :) Yemekler fena değil ama fiyatlar biraz pahalı..
Biz yemeğimizi yiyip bitirene kadar, sular 200 mt kadar çekilmiş.. Şu haliyle pek bir cezbediciliği yok kaya parçasının üzerindeki bu restaurantın.
- Stone Town ı gezdik. Bir tam gün ayırdık bu turumuza. Yalnız bizim gittiğimiz gün resmi tatilleri de olduğu için müzelere giremedik. Buna Fredie Mercury nin evi de dahil. Hediyelik şeyler alma işini de Stone Town'da hallettik. Memories diye bir dükkan vardı, 2 katlı. Tişörtten sedef oymalı salata kasesine, ahşap heykellerden aromatik sabunlara kadar aradığınız herşeyi burada bulabilirsiniz. Buraya uğramanızı tavsiye ederim. Yerel bir restaurantta yemek yedik, bir de Six Degrees diye bir yerde yemek yedik. Six Degrees şehrin genel görüntüsüne inat, avrupai bir havaya sahip ve serin. Tatil boyunca hijyenik koşullarda yemek yediğimize emin olduğumuz 2. yer oldu.
6 Degrees te yemek yerken gördüğümüz yüzen ev
The House of Wonder's
Zanzibar'ın kültürünü ve tarihini yansıtan bir müzeymiş. Umman sultanı için yapılmış, sömürge döneminde İngilizler de kullanmış burayı. Adadaki ilk asansör bu eve yapılmış, o yüzden bir adı daha var Beyt-ül Acaip, yani acaip ev :) Biz içine giremedik ama önünde fotoğraf çektirdik..
Balık ve Sebze Pazarı
Buradan çok ümitliydim. Güzel fotoğraflar çekecek, sıkı pazarlıklar yaparak taze deniz ürünleri alacak, hemen orada pişirtip yiyecektik.. Ama olmadı. Neden mi? Çünkü o kadar kötü kokuyordu ki içeride 20 m bile ilerleyemedik, koşarak uzaklaştık malesef. Ben de pazarın hemen önündeki bir eczanenin fotoğrafını çektim bunların yerine :)
Prison İsland
Asıl adı Changuu olan adanın ismi içinde inşa edilen hapishaneden geliyor. Stone Town'dan kalkan teknelerle ulaşılıyor. Bir hapishane için fazla güzel bir manzarası var. Sarı humma hastaları için karantina merkezi olarak kullanılmış. İçinde bir otel ve bir restaurant var. Kıyıları yüzen, şnorkel yapan turistlerle dolu. Dev Aldabra kaplumbağalarını besleyebilir, hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz.
Stone Town sokakları
Mutlaka sokaklara dalıp, biraz kaybolmalısınız.. Müthiş manzaralar var ve inanılmaz güzel kapılar.. Yerel rehberimiz neredeyse her kapının önünde durup üzerindeki oymaları bize yorumladı, hepsinin ayrı bir hikayesi var.
Zanzibar dönüşümüzde 1 gece Dar Es Selam'da kaldık. Uçağımız sabah 04:00 daydı ve biz tüm hafta gerçekten yorulmuştuk. Havaalanında sabahlamak yerine otelde biraz uyumak iyi geldi. Gerçi ben uyumadan önce telefonumu şarja takmak isteyince tüm katın elektiriğini kesiverdim yanlışlıkla ama çabuk düzelttiler. Otelin üst katındaki barda haftanın kritiğini yapıp, check in lerimizi de tamamladıktan sonra odalarımıza dağıldık.
Zanzibar'a gidecekler için notlar,
Not: Fotoğraflar için grup arkadaşlarım Uğur Güven, Mete Tosun, Gürkan Manav'a ve dalış hocamız güzel insan Osman Levent Cacekli'ye buradan teşekkürlerimi iletiyorum..
Bir başka not: Bu da eskilerden bir yazıdır, 2014 şubatında gitmiştik Zanzibar'a..
Fredie Mercury'nin evi
Fredie Mercury nin doğduğu ev şimdilerde çok ziyaret alan bir müze. Üst katında bir restaurant bulunuyor.
Balık ve Sebze Pazarı
Buradan çok ümitliydim. Güzel fotoğraflar çekecek, sıkı pazarlıklar yaparak taze deniz ürünleri alacak, hemen orada pişirtip yiyecektik.. Ama olmadı. Neden mi? Çünkü o kadar kötü kokuyordu ki içeride 20 m bile ilerleyemedik, koşarak uzaklaştık malesef. Ben de pazarın hemen önündeki bir eczanenin fotoğrafını çektim bunların yerine :)
Eczane böyleyse pazar nasıldır??
Prison İsland
Asıl adı Changuu olan adanın ismi içinde inşa edilen hapishaneden geliyor. Stone Town'dan kalkan teknelerle ulaşılıyor. Bir hapishane için fazla güzel bir manzarası var. Sarı humma hastaları için karantina merkezi olarak kullanılmış. İçinde bir otel ve bir restaurant var. Kıyıları yüzen, şnorkel yapan turistlerle dolu. Dev Aldabra kaplumbağalarını besleyebilir, hatıra fotoğrafı çektirebilirsiniz.
Stone Town sokakları
Mutlaka sokaklara dalıp, biraz kaybolmalısınız.. Müthiş manzaralar var ve inanılmaz güzel kapılar.. Yerel rehberimiz neredeyse her kapının önünde durup üzerindeki oymaları bize yorumladı, hepsinin ayrı bir hikayesi var.
Zanzibar dönüşümüzde 1 gece Dar Es Selam'da kaldık. Uçağımız sabah 04:00 daydı ve biz tüm hafta gerçekten yorulmuştuk. Havaalanında sabahlamak yerine otelde biraz uyumak iyi geldi. Gerçi ben uyumadan önce telefonumu şarja takmak isteyince tüm katın elektiriğini kesiverdim yanlışlıkla ama çabuk düzelttiler. Otelin üst katındaki barda haftanın kritiğini yapıp, check in lerimizi de tamamladıktan sonra odalarımıza dağıldık.
Zanzibar'a gidecekler için notlar,
- Yanınıza sinek kovucu alın mutlaka. Vücuda sıkılan spreylerden götürmüştüm ben, ama bilekliklerin de işe yaradığını gördük.
- Her an, her yerde Hakuna Matata lafını duymaya hazır olun. Anlamı, "takılma, hallederiz" gibi birşey, adamların yaşam felsefesi olmuş :) Bir de Jambo jambo var, herkes birbirini böyle selamlıyor.
- Prizleri bizimkilerden farklı, yanınızda mutlaka dönüştürücü götürün.
- Otellerin çoğunda jeneratör yok ve elektrik sorunu olduğu için gece mutlaka elektirik kesiliyor. Güç kaynağı (power bank gibi) götürmeniz işinize yarayabilir.
- Trafik soldan akıyor.
- Benzin alan araçlar kontağı kapatmıyorlar, şaşırmayın. Biz ilkinde havaya uçacağımızı sanıp çok korkmuştuk :)
- Nungwi Beach'de Zanzibar Parasailing diye bir yer var. Sahibi bir Türk. Gidip tanışın ve türlü aktivitelerden birini yapın.
- The Rock Restauranta gidecekseniz suyun çekilmediği bir saatte gitmeye dikkat edin, aksi halde bence hem aynı havaya sahip olmuyor hem de fotoğraflar güzel olmuyor :)
- Herşeyde ama herşeyde pazarlık yapın!
- Deniz ayakkabısı işinize yarayacaktır.
- Zencefilli gazozlarını tadın.
- Masailerin resmedildiği tablolar hoş bir hatıra olabilir ama Nungwie deki türlü dükkanlardan almak için acele etmeyin. Stone Town'da daha ucuzdu.
- Kahvaltıları kızarmış ekmek, meyve ve sarısı olmayan yumurtadan ibaret. Bal ve reçellerin üzerinde arılar uçuştuğu için onlara pek yaklaşamadık. Peynir zeytin götürülebilir.
- Yerel biraları Tusker, Chang ve Serengeti, Serengeti gruptaki arkadaşlar tarafından beğenildi.
- Benim gibi denizden çıkan herşeyi yeme taraftarıysanız, doğru yerdesiniz :)
- Zanzibar havaalanı Adana otogarından hallice.. Xray cihazı yok, valizlerinizi bir masaya koyup açıyorsunuz, görevli şöyle bir bakıp geçmenize izin veriyor.
- Biz sarıhumma aşısı yaptırmamıştık, soran da olmadı.
- Yanınıza sinek kovucu alın demiş miydim? :)
Not: Fotoğraflar için grup arkadaşlarım Uğur Güven, Mete Tosun, Gürkan Manav'a ve dalış hocamız güzel insan Osman Levent Cacekli'ye buradan teşekkürlerimi iletiyorum..
Bir başka not: Bu da eskilerden bir yazıdır, 2014 şubatında gitmiştik Zanzibar'a..
Yine bir solukta okudum ve oraya gitmiş gibi Zanzibar'ın havasını soludum resmen..özellikle de sonda verilen bilgilendirici notlar için ayrica teşekkür😊😊
YanıtlaSilRica ederim :) Beğendiğine sevindim..
Sil